25 Ekim 2012 Perşembe

Devlet Mefkûresi




Görebildiğim kadarıyla 28 Şubat’ın en büyük darbesi Müslümanların devlet düşüncesine oldu. İslâmî bir devlet hayali kuranların ayakları, zoru görünce yere bastı! “Devlet olmadan da olur”la başlayan yozlaşma süreci “İslâm, devlet olmadan da yaşanır”a ve son safhada da makam ve ihale peşinde koşmaya dönüştü; dinimizi devlet olmadan da yaşayabiliriz ama makam ve para olmadan asla yaşayamayız!..

Aslında 28 Şubat bu zaviyeden bir ‘rahmet’ oldu! Herkesin çapı gözüktü. Şu üç günlük ve Allah Resûlü'nün buyurduğu üzere leş olan dünyanın nimetleri için ideallerinden vazgeçenlerin 28 Şubat öncesi neler yazdıklarını, nasıl atıp tuttuklarını ve şimdi neler yazdıklarını karşılaştırsanız eminim midenizde bir hareketlenme olacaktır. Aman lavaboya yakın bir yerde karşılaştırmayı yapınız!

Son birkaç aydır süren “İslâmcılık” tartışması üzerinden Müslümanlara devletsiz de yaşanabileceği zerkediliyor! Hani bu yazılanları Anarşistler’in çıkardığı fanzin dergilerde okusam gam yemeyeceğim ama zamanında Müslümanları laik devlete itaat ettirmek için âyet-i kerîmeleri kullanan bir gazetede okuyunca insan şüphe içinde kalmıyor değil!

Müslümanların zihinlerini ifsad edici yazıları yazanlar niye “Laiklik devletsiz de yaşanır” veya “Laik devlet gerekli mi” diye yazmazlar ve tartışmazlar. Hadi eskiden korkuyordunuz ya şimdi…

Niye Müslümanların devlet hayalinden rahatsız oluyorsunuz? Ütopya ise bizim ütopyamız, size ne? Mâdem Müslümanların devlet kurması bir hayal, bir ütopya bu telâş niye? Niye bu kadar panik yapıyorsunuz? Yazı üzerine yazı, program üzerine program yapıyorsunuz ama hâlâ panik içindesiniz! Sizdeki panik 28 Şubatçılar da bile yoktu!.. Herkes sizin gibi Demokrasi’ye inanmak zorunda mı? Niye insanları Demokrasi’ye inandırmak için zorluyorsunuz? Demokrasi’de zorlama var mı!?

Müslümanlık devletsiz yaşanıyor ise cemaatsiz de yaşanmaz mı? Devlete gerek yoksa cemaate de gerek yoktur! Her Müslüman tek başına yaşayıp dursun. Ne gerek var devlete, cemaate, teşkilâta ve hatta aileye; hayvanlar bile bir sürü disiplini içinde yaşadığı dünyamızda bizlerin bir farkı olmalı değil mi!..

Bugün ümmet olarak, insanlık olarak Osmanlı’nın yıkılmasının neticesi olan sıkıntıları yaşıyoruz. Hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun her mazlumun yardımına koşacak bir devlet mefkûresine ihtiyacımız var! Sizin oralarda nasıl diyorlardı; birlik ve beraberliği her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde “İslâm’da devlet yoktur” diyerek karanlık odaklara hizmet etmeyin!
Şunu da unutmadan yazayım: Siz “İslâm’da devlet vardır” da demeyin. Çünkü cümlenin devamını getireceğiniz bir fikriniz yok. Siz iyisi mi bu bayramda Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in İdeolocya Örgüsü’nü okuyun. Devlet nedir, devlet şekli nedir ve en önemli devlet ruhu nedir öğrenmiş olursunuz.

25.10.2012

Yakup Köse / Milat Gazetesi

Hiç yorum yok: