29 Aralık 2011 Perşembe

Ermeni Tasarısı'na Karşı Hamle : AYASOFYA Açılsın!


Ermeni Tasarısı'na Karşı Hamle : AYASOFYA Açılsın!

Fransa Meclisi tarafından oylanarak kabul edilen Ermeni Yasa Tasarısı'nın üzerine çeşitli sivil toplum örgütlerince bir kısım açıklamalarda bulunulmuş, hadise karşısındaki müşterek hissin çeşitli alternatifler üzerinden tecelli ettiği bu beyanatlarda bir takım teklifler sunulmuştur. 

Hemen hepsi parça hükmünde kalan bu teklifleri peşinen kabul etmekle birlikte, Büyük Doğu Fikir Ocakları olarak toplumun genelinde oluşan bu müşterek hissin, küfür kutbu karşısındaki nisbet noktasını oluşturacak ve bütünü gözetici iş ve hamlelere tahvilini mümkün kılacak siyasetin gerektiğine inanıyoruz.

Bu gerekliliğin ilk hamlesi olarak, evveliyatla yaşanan hadisenin kabuğundan sıyrılarak özüne nüfuz etme ve küfür kutbunun muradını kuşatıcı stratejiye sahip olma zarureti içinde olduğumuzu idrak etmemiz gerekmektedir.

Bu manada, Yahudi güdümündeki Batı'nın yıllardır Ermeni Soykırımı üzerinden Türkiye'yi hapsetmeye çalıştığı berzah siyasetinin ilk bölümü bu gün yasalaşan tasarı ile tamamlanarak yeni bir döneme girmiştir.

Dünya üzerindeki hakimiyetini, Yahudi merkezli kendi batıl kutbu içinde meydana getirdiği sahte nisbetler etrafında örülmüş algılar üzerinden tesis eden Batı, yeni dönemde, Mavi Marmara baskını başta olmak üzere İslam coğrafyasında meydana gelen sosyal ve siyasi hareketlenmeler sebebiyle geliştirmeye çalıştığı planlarının “kader sırrı” karşısında suya düştüğünü anlamış , başta Akdeniz'e kıyısı bulunan ülkeler olmak üzere bütün İslam coğrafyasını yeni bir siyasi algı üzerinden hakimiyeti altında tutma gayreti içine girmiştir.

Sekreteryasını İsrail'in yaptığı ve Fransa üzerinden tatbike konulan bu plan, bir yönü ile Türkiye'nin Avrupa ülkeleri nezdinde tecrit edilmesi, diğer yönüyle de Akdeniz Birliği hamlesi içerisinde etkisiz ve bağımlı bir Türkiye portesinin çizilmesine dair atılan Yahudi hamlesidir. Bu hamle, sosyal ve siyasi alanda nisbet olma vasfını kaybetmeye başlayan Batı'nın, gelişen ve değişen Dünya karşısında yeniden “ölçü benim” ve bütün hadiseler benim koyduğum ölçülere ve kurallara göre gelişecektir mesajıdır.

Yıllardır, olmak ile ölmek arasında bırakılan Türkiye, bu hamle karşısında tarihin Anadolu topraklarında biriktirdiği manadan beslenen haysiyetli ve bütünü ihtiva eden iç ve dış siyaset ile ya olacak, ya da “yurtta sulh, cihanda sulh” korkaklığına devam ederek ölüme sürüklenecektir.

OL'mak yolunda izlenebilecek haysiyetli yol Büyük Doğu, yapılacak onurlu hamle ise, batıcılar eliyle gaspedilen Ayasofya'nın tekrar Müslümanların ibadetine açılmasıdır.

Başbakan Erdoğan Beyefendi'nin sadece bir kararname ile halli mümkün Ayasofya Meseles'ini çözdükten sonra, bütün devlet erkânı ve milletiyle birlikte kılacağı CUMA NAMAZI'nda "Müslüman Anadolu Bahar"ını BÜYÜK DOĞU markasıyla mühürlemesi ve bu kapsamında tüm müslüman memleketler ile sömürülen diğer mazlûm milletlerin haklarının savunulacağını açıklaması yerinde olacaktır. Zira bu hamle Başbakan'ın şahsında yükselen ve tarihî misyonuna vurgu yapan dış ve iç yakıştırmaların bir gerçek olduğunu ispatlayacaktır. 
Beyefendiyi ve milletimizi bu gerçeğe davet ediyoruz. Tüm mukaddesatçı ve idealist sivil toplum kuruluşlarını da bu kapsamda bu gerçeğin ruhunda birliğe çağrıyoruz.


Büyük Doğu Fikir Ocakları

Yönetim Kurulu

Hiç yorum yok: